28 Ağustos 2025, Perşembe
00:07

SIR PERDESİ ARALANMALI

GÜNDEM
SIR PERDESİ ARALANMALI
Haber merkezi

SIR PERDESİ ARALANMALI
Diyarbakır Adliyesi'nde yıllar önce çalınan uyuşturucunun  yemek işini yapan firmaya dokunulmadan kapatılması rahatsızlık yarattı, oluşan soru işaretlerini ortadan kaldırmadı.
Uzmanlar, ceza alan isimlerin yemek firmasının çalışanı olduğuna dikkat çekerek geçmişte FETÖ’cü hakim ve savcılarla kurulan kirli ilişkiler nedeniyle sır perdesinin aralanmasını istiyor.

Diyarbakır Adliyesi’nde bir dönemin derin göçleri ile adliyeden çalınan ve bazı karanlık güçler tarafından örtbas edilen yarım ton uyuşturucu dosyasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.
Yıllar önce adliyeye yemek veren bir firmanın yöneticilerinin ceza alan ve ihraç edilen FETÖ’cü savcı ve hakimlerle kurduğu ilişkiler, rakiplerini tasfiye etme yöntemleri ve  kayıp uyuşturucu dosyasının akıbeti, soru işaretleriyle dolu.
 Geçmiş yıllarda yaşanan bazı karanlık işler, kamuoyunun dikkatini yeniden bu adliyenin koridorlarına çevirdi. İddiaların odağında ise, uzun süredir Diyarbakır iş dünyasında faaliyet gösteren, ancak ismi sıklıkla adliye içinde şu an bazıları tutuklu, bazıları da meslekten men edilen FETÖ’cü Başsavcılarla kurduğu karanlık ilişkilerle anılan yemek firmasının yöneticileri.
2013 yılında Diyarbakır Adliyesi’nde delil deposundan çalınan 500 kilogram uyuşturucu maddesi ile ilgili soruşturmanın akıbeti, hala belirsizliğini korurken, dosyanın bazı isimlerce “üstünün kapatıldığı” iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Söz konusu uyuşturucu maddelerin kaybolmasıyla ilgili olarak, o dönemde adliyede yemek hizmeti veren yemek firması çalışanları, şüpheli olarak öne çıkmış bir kişi ise, tutuklanmıştı. Uyuşturucuyu çalan şahsın bu şirkette sigortasız olarak çalıştığı belirlenmişti. Ancak ne ilginçtir ki, dosya ile ilgili hiçbir adım atılmadı ve olay sadece bir kişiye yığıldı.
Kumpas Ağları ve Adliye İlişkileri
İddialar yalnızca bununla da sınırlı değil.
Firma sahibinin o dönem Diyarbakır Adliyesi’nde görev yapan bazı savcı ve bazı hâkimlerle yakın ilişkiler kurduğu ve bu ilişkileri
 kullanarak, kendi sektöründeki rakiplerine yargı eliyle kumpaslar kurduğu öne sürülüyor. Rakip firmaların haksız yere soruşturmalara maruz bırakıldığı, bazı işletmelerin mali açıdan çökertildiği, hatta bazı isimlerin özgürlüklerinin keyfi nedenlerle ellerinden alındığı konuşuluyor.
Konuya yakın kaynaklar, “Diyarbakır’da bu ismi bilmeyen yok. Ama konuşan da yok. Çünkü çok güçlü bağlantıları olduğu söyleniyor. Kimse bu karanlık ilişki ağını kurcalamaya cesaret edemiyor,” diyor.
Hukukçular ise, “Bu iddialar, ortada ve sadece adli bir skandal değil, organize bir suç yapılanması var demektir,” diyerek kapsamlı bir HSK ve Yargıtay denetimi çağrısında bulunuyor.
Bu karanlık portre, sadece bir iş insanının değil, yargının içinde kimi ellerin nasıl bir kumpas mekanizmasına dönüşmüş olabileceğini gösteriyor. 
Son dönemlerde önemli başarılara imza atan Başsavcı Mustafa Çelenk ve ekibine dikkat çeken hukukçular, Diyarbakır Adliyesi'nde kayıp uyuşturucu meselesi başta olmak üzere yemek firmasıyla ilgili sır perdesi ve 
karanlıkta kalan ilişkilerin aydınlatılmasını istiyor.